Otelimiz

Alaçatı; Türkiye'nin batı kıyısında yer alan ve ülkenin 3. büyük kenti olan İzmir'in Çeşme ilçesine bağlı bir beldedir. Tarihi, doğası ve kültürel zenginliği ile Türkiye'nin en önemli miraslarından biri olan Alaçatı’nın, birbirinden renkli festivalleri ve nitelikli markalarına da her geçen yıl yenileri eklenmektedir.

Biz de Alaçatı tarihi ve dokusunu otelimizdeki her detayda yaşatmaya çalışarak; Rumların Alaçatı’ya göç ettiği 1850 yılını kendimize milat yaptık ve Alaçatı’nın dönüm noktası olan bu tarihi adımıza yazdık.

Tarihi yapılar bizim için mucizevi birer hazine. Bu Rum evi de, tarihten payımıza düşen değerli bir emanet...

Alaçatı'nın zengin geçmişinden kalan bu evle tanıştığımızda, epeyce yorgun ve bakımsız bir haldeydi. Onu görür görmez, saklı ruhunu gün yüzüne çıkarmak ve yeniden hayat kazandırmak için sabırsızlanmaya başladık. Ancak 173 yıllık bu Rum evini, arkeolojik bir kazı yapar gibi ince ince işleyecek ve en az bizim kadar heyecan duyarak restore edecek mimari bir ekibe ihtiyacımız vardı.


Uzun arayışlardan sonra; Bebek'teki Mısır Konsolosluğu başta olmak üzere, birçok tarihi binanın restorasyon projesine imza atmış Saruhan Mimarlık'la çalışma kararı aldık.

Saruhan Mimarlık, 173 yıllık bu Rum evine gerçekten hak ettiği özeni gösterdi. Evin orijinal mimarisine sadık kalarak ve orjinal taşları kullanılarak çalışmalar tamamlandı. Ne mutlu ki evimiz bugünkü hali ile 1849 yılının ruhunu ve güzelliğini her köşesinde yaşatmayı başardı.

Sokağının güzel adıyla; 1850 Kemalpaşa...
 

Misafirlerimizi, çift kanatlı bir kapıyla açılan avlu girişi ve bu girişe açılan üç kapı karşılıyor. Kapılardan biri, bu coğrafyanın en özel lezzetleri, Ege mezeleri ve deniz ürünlerini sunan restoranı Fava'ya ait. Yeşillikler içindeki bahçesi bahar ve yaz aylarında; kapalı bölümü ise kalabalık grupları ağırlamak, kutlamalar yapmak ve iş toplantılarınızı keyifli kılmak için dört mevsim servis sunuyor. Şöminesiyle sıcacık, kocaman masif masasıyla davetkar, asırlık taşlarla örülmüş yüksek duvarları ve ahşap tavanlarıyla alabildiğine ferah...
 

Taş merdivenlerden yukarı çıktığınızda sizi bekleyen Kemalpaşa odaları ise, Ege mimarisinin ve mimari sanatının gerçek birer örneği. Odalarımızdan birinde, dekoratif bir sıcaklık sunan banyo şöminesi ve Kemalpaşa caddesini izleyebileceğiniz cumba yer alıyor. Diğer odamız ise, 100 yılık dolabı, kütüphanesi ve otantik oturma grubu ile ilk adımınızda sizi içine çekiyor. İki oda da birbirinden özel malzemeler ve detaylarla süslü. Dokunduğunuz her köşede, sizin için gösterilen özeni hissedeceğiniz, başka bir zamandan gelmiş, başka bir mekan...